Innoshift
  • Ertuğrul Bahan
  • innovation is lifestyle
  • ebahan/twitter
  • tire technology

Etiket arşiviahenk

innovation is lifestyle

  • Ana sayfa   /  
  • Etiketlenmiş yazılar, etiket: "ahenk"
sevgi, yaşam, zaman yönetimi Ağu 30,2015

ZAMANE OLMAK…

“Zamane Olmak” Gerekiyor ..! 

Yazan : Ertuğrul Bahan

Beynimiz adeta bu günler için yaratılmış. Yüzlerce ilgi alanına zaman yaratmanın tek yolu 24 saate bölünen zaman dilimi içinde “hiç durmamak”… Beynimiz buna muktedir. Peki ya fiziksel yapımız veya beş duyu organımız?  Cevap “Hayır”.

Beyin 24 saat hiç durmamak üzere programlanmış olsa da başta dışarıya açılan penceremiz olan “Beş Duyu” organımız fiziksel yetenekleri olarak buna uygun değil. Yorgunluğun asit etkisi onları çevrelediğinde güç kaybına uğruyorlar. Algımız, bir başka deyişle antenlerimiz zayıflıyor ve tüm kaslarımızla birlikte onları dinlendirmemiz gerekiyor.

Kimi için sekiz saat, kimileri için altı saat olan uyuma zamanı bir tam günümüzün üçte veya dörtte birini götürüyor… Peki ya yemek yeme, eş, çocuk, arkadaşlarla vakit geçirme, internette gezinme, pek kalmasa da kitap okuma ve en kötüsü televizyon seyretme zamanı nereye sığacak?

Bütün bunların üzerine adı sekiz saat olan günlük çalışma süresi içine büyük şehirlerde ulaşım için harcanan dört-beş saati bulan ulaşım süresini eklediğinde 12 saati geçiyor. Hafta sonlarında bile bir yerlere gezmeye gitmek için yolda geçen bu süreyi harcamak neredeyse mecburi…

Peki, bütün bunları düşündüğümüzde “Hobi” dediğimiz şey nerede? Sosyal medyada aktif olarak kullanılmaya başlayan belki on farklı uygulamadaki paylaşımları okumaya ve paylaşım yapmaya zaman kalır mı? Yoksa arada yapmış olmak için birkaç “Tıklama” ile mi yetinmek zorunda kalınır?

Öğrenciler okul dışı zamanda yapabilecekleri spor için zamanı nasıl yaratacak? Zevkle ve sindirerek bir kitap ne zaman okunabilir? Büyüklerine ve arkadaşlarına hiç zaman ayırmazsan sana “Asosyal” demeyecekler mi?

Bütün bunları saydığımızda sosyal içerikte herkes bir kargaşa içinde veya bunalımda demek mümkün. Çok kullanılan deyimiyle “Zaman Fakiri” olmak kaçınılmaz…

“Yaşam bir seçimler bütünü”.  Seçmek demek aynı zamanda başka bir şeyden “Vazgeçmek” anlamı taşıyor.  Kendimiz için doğru şeyleri seçmek giderek bir “Yeteneğe” dönüşüyor. Bu yetenek bilinçaltı ile şekilleniyor. Bilinçaltı, kültür ile besleniyor. Zincirleme yürüyen bu davranış zincirinin ucu “Zamana” ulaşıyor… Gittikçe kıtlaşan “Zamana”…

Üstelik mistik inancımız varsa: İçinde bulunduğumuz 5. boyut geçişinde inanılan o ki, “Gün halen 24 saat ama zaman akışı çok daha hızlı”. Bunun anlamı şu; Her şeye ayrılacak fiili zaman çok daha kıt… Belki bunu, çalışma veya okul hayatında hemen oluveren öğle veya akşam saatlerinden biliyorsunuz ve bu satırları okuyunca bağdaştırdınız.

Bütün bunların anlamı şu;  “Zamanı yönetmek, bugün için çok daha fazla “ ZAMANE İŞİ ”…

“Yaşam bir seçimler bütünü” dedik. O zaman,  zamana dayalı yaşadıklarımız bizim seçimlerimiz olmalı… Zamanı seçerek dilimlemek ve bölmek bilinçli aktivitemiz içinde olmalı… Hem savrulmamalı, hem dağılmamalı, hem de seçtiklerimiz ile mutlu olmalı ve bunun huzurunu yaşamalıyız…

Okurken, “Söylemesi kolay” dediğiniz “Bütün bunlar nasıl denge ve huzur içinde olacak?”

Seçimi yaparken kriterimiz ne olmalı? Zorla ve hayıflanarak bir şeyleri yapmak istemiyorsak ve bunlar yapmak zorunda olduğumuz şeyler ise, “Zamanında Yapmak” en doğrusu. Yaparken ilgi odağımızı dağıtmamayı ve yoğunlaşmayı ilke edinirsek, zamanı tasarruflu kullanmış oluruz. Sonuç, kısa zaman dilimi içinde sıkılmadan “yapılması gerekenleri yapmak”… Tabi ki yapmış ve “başarmış olmanın mutluluğu” ve “huzurlu insan” anlamına geliyor.

Şu ana kadar hiç sözünü etmediğimiz “Sevgi”, zamanı uygun kullanmanın içinde nasıl rol alabilir?

“Severek” Yaptığımız her şeyde sıkılmadığımızı unutmayalım. Bu nasıl gerçekleşiyor. Çok yoğun çalışma, yoğunlaşma veya fiziksel çaba da gerektirse, sevdiğimiz bir şeyi yapıyorsak sıkılmıyoruz… Çünkü tüm algı, istek ve bilinçli hareketlerimizi, istediğimiz o şeyi yapmak üzerine yoğunlaştırıyoruz. Belki bir başka deyişle “Sıkılmaya bile zaman kalmıyor”…

O zaman akla gelen şu oluyor. “Her an ve her zaman her şeyi severek yapmamız” pratikte mümkün olmadığına göre, bu farkındalığı koruyarak “seviyor gibi görünmek” anlamında değil, ama “yapmak zorunda olduğumuz şeyleri severek yapmak” seçimini kullanmak bizim elimizde… Bunun için biraz pratik ve mantık gerekiyor.

“Yaşam ve zamanı iç içe düşünmek” bir algılama biçimi. Bu ne anlama geliyor? “Geçmiş”, “Şimdi” ve “Gelecek” zamanları içinde daha çok kendimizi nerede buluyoruz?  Fiziken burada “şimdide” dururken alışkanlıklarımız veya takıntılarımız bizi “geçmişe” götürüyorsa, mutlu olabilir miyiz? Sadece “Gelecek endişesi ile yaşamak” yaşam tarzımız olursa, “ Yaşamımızda huzur”  kalır mı?

İşte “Denge” dediğimiz şeyin ve “ ZAMANE olmanın ” özü burada.

Denge, gidip-gelmeler olsa da ancak, “Şimdinin” merkez olduğu yerde bulunabilir. “Anı Yaşamak” alışkanlığını ve ihtiyacını hissetmek bir bilinç meselesi… Mecbur da olsan yaptığından zevk almanın koşulu… Onun için “Here and Now” -> “Burada ve Şimdi”  sloganı yaşam felsefesi içinde çok önemli. “Andayken anı yaşamak” huzur ve mutluğun kaynağı… “Anı Yaşamak”,  bilinçli bireyin bir yaşam felsefesi olursa, zorlaşan bugünkü insan yaşamını “renklendirmenin” tek yolu.

Anı yaşamıyorsak, hep geçmişe ve geleceğe gittiğimizde çözüm kendimize bir “cimcik atmak” çözüm olabilir. Çok sevdiklerimizi bu bağımlılık içinde gördüğümüzde uyarmayı görev edinmek fena olmaz.  Doğu kültüründeki bu yanlışlar gittikçe daha mutsuz ve asık suratlı insanları oluşturuyor. Sokağa çıktığımızda sadece bunları görüyor oluyoruz. Belki de bizler de bunlardan birine dönüşüyoruz…

Anı yaşamadığı için pişmanlık dolu ve “hep geçmişe giden” mutsuz, aynı huzursuzlukla “gelecekten de korkan” ve huzursuz olan bir sürü insan…  “Anı yaşamayı öğretmek” bugünün temel konusu olmalı… Matematik veya tarih öğretmeye çalışmaktan çok daha önemli..! Bir başka deyişle “Balık tutmayı Öğretmek” anlamında çok değerli…

Anı yaşamayı öğrenen kişi “Zamanı Yönetiyor” anlamına geliyor… Bu, “Geçmiş ve Gelecek takıntısı olmadan” sorunları çözmek ve yaşama yoğunlaşıyor demek… O zaman “sevdiği şeyi yapmak” veya “yaptığı şeyi severek yapmak bilinci” bir yaşam felsefesine dönüşmüş demek… O zaman, aslında sıkıcı olsa de matematik veya zorunlu olsa da tarih öğrenmek çok daha kolay…

Birçok şeyi anda kalarak daha hızlı sonuçlandırmak ve anda kalarak çok daha fazla ilgi alanına yönlenmek daha fazla mümkün… Beynimiz bizden “hızlı” ama akıllı olan bilincimizdir. Bilinci yönetmek aslında her şeyi yönetmek demek. Beyin ve zaman aynı anda yönetilebilir demek…  O zaman,  “Zamanı anda yaşamak” yaşam felsefesi olarak bir seçim olmalı…

Anda kalan mutlu bireyler, doğru yönetilen bilinçle çok uzak değil. Onlardan biri olmak da öyle…

Bu yazıda neler vardı? Sosyal bir içerik vardı. Psikoloji, mantık, biraz felsefe, zamanı doğru kullanmanın anlamı, zaman baskısını kendinden uzaklaştırma… Bu yazıda, Zaman içine “Mistik bir Bakış” yerleştirildi.

Bu yazıda, hep negatif vurguyla söylenen “Zamane olmanın ilkelerinden bahsedildi”. Geçmişte veya gelecekte yaşamayan “Anda Yaşayan Zamane” olmanın temelleri anlatıldı. Zamanla yarışmak yerine, yaşamın seçimlerden oluştuğu, doğru zaman kullanmanın, doğru seçimlerle olası olduğu vurgulandı.

Bir dönem, bir dostumuz İzmit’te aylık sosyal bir dergi çıkardı. Yazı dizilerinin içinde bir kişiyi “Sayının Delisi” ilan eder ve serbest yazıları burada kabul ederdi. Eli kalem tutan bizler buraya yazı verdik… Bu yazıda buraya kadar yazılanları “Delice” bulduysanız, yazı amacına ulaştı demektir. “Lütfen geriye dönün ve satır aralarını bir daha okuyun.” Bu yazıda yaşama bağlanmak için  her zaman hatırlamamız gereken “Delice”satırlar var. 

Bundan böyle zamanı kovalayan ve savaşan biri değil. “ Zamanla dost ve zamana bilinçle hükmeden  ZAMANE olun…! “

ZAMANE OLMAK…

yazarı ebahan

Son Yazılar

  • SANAYİ TOPLUMU-KENT YAŞAMI VE TURİZM
  • ‘KİŞİSEL MÜKEMMELLİK’ İÇİN BİR REÇETE..!
  • “Aydın Olmanın Sorumluluğunda” 70 Yıllık KYÖD …
  • ZAMANE OLMAK…

HANİ UZANSAN DOKUNACAKSIN..!

O çiçekler, kapının önündeki,

Hani uzansan dokunacaksın,

Hani biraz yaklaşsan, kokuları seni saracak,

Hani renkleri var, resme dökemezsin…

Gonca gül neden şimdi gonca ?

Her an neden boy boy goncalar ?

 

Ya biraz ilerideki ağaç,

Yaprağın yeşilini anlatsana,

Gövdesindeki kabuk. Kaç renk var ?

Ya üstündeki kuş ?

Duyduğun ve duyamadığın kaç ötüş ?

Her an neden başka başka kanatlar ?

 

Bulut var gökyüzünde,

Tarif edebilir misin, kaç beyaz, kaç gri ?

Uçar mı, göçer mi ? Sanki aceleci…

Tenine vuran rüzgar ?

Ağaçtan düşen tohum, sanki onu bekler !

Alı, yeşili, portakalı,

Her an neden başka başka tat ?

 

Birazdan oynayan çocuklar,

Fark et, çeşit çeşit, coşku ve sevgi…

Bak, yoldan geçen başkaları,

Neden evren seni kavrar ?

Yalnız sen değil, çeşit var,

Hep candan, hep içten…

Hani uzansan dokunacaksın..!

Ertuğrul Bahan

Duygu ve Düşüncelerini Değiştirdiğin An, Sıçramaya Hazırsın…

innovation is lifestyle

Success in Positive Thinking & Feeling yields Bouncing Further :)) In favor of getting rid of your rooted stagnations, be open to all kind of alterations and ideas in leading or cutting edges.

All Rights Reserved by BusiProf. Designed and Developed by WordPress Theme.